Mum
İnsanoğlunun günümüzden 800.000 yıl kadar önce ateşi yemek pişirme amacıyla kullanmaya başladığı kabul ediliyor. İlk insanlar 70.000 yıl önce karanlık mağaraların duvarlarına oyma veya boyama yaparken ateşi aydınlatma amacıyla da kullanmaya başladı.
Mum, tarihin ilk buluşlarındandır. Mumun Mısır ve Girit‘te icat edildiğini bu bölgelerde bulunmuş en az 5000 yıllık şamdanlar bize gösteriyor. İlk mumlar aydınlatma amaçlı meşaleler şeklinde kullanılıyordu. Antik çağda mitolojik bir tanrının sağladığı güç olduğuna inanılan mum, dini törenlerde ve kutlamalarda yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
Orta Çağ’da, Avrupa‘da kullanılan mumlar, don yağından yapılmaktaydı. 1292 yılına ait bir vergi listesine göre, Paris‘te 71 mum yapımcısı yaşamaktaydı. Ortaçağ boyunca mumların dini ayinlerde kullanılması daha yaygın hale gelmiştir.
1800‘lü yıllarda Fransız kimyacı Michel-Eugene Chevreul, yağdaki gliserinden yağ asidini ayırarak daha kaliteli mumların yapımında kullanılan stearik asidi üretmiştir. Daha sonraları ise, mum malzemesi yapmakta yeni işlemler öğrenilmiştir.
Stearik asitten ayrı, iki önemli malzeme daha bulunmuştur. Bunlar, ispermeçet balinasının kafa boşluğundan elde edilen ispermeçet ve petrolün bir yan ürünü olan parafindir. Parafinli mumlar 1850 yılında İskoç kimyager James Young tarafından bulunmuştur. Bu buluşlardan sonra parafin ve stearik asitle hazırlanan karışım, mumun temel malzemesi haline gelmiştir.
Ampul satışının 1879 yılında başlamasıyla birlikte mumun aydınlatma amacıyla kullanımı azalmaya başlamıştır.
Günümüzde mumlar sayısız renk, şekil, dizayn ve kokuda üretilmektedirler. Mumlar artık sadece aydınlatma aracı değil; ev ve iş yeri dekorasyonlarının vazgeçilmez aksesuarı; kutlama, dua ve meditasyonların ise vazgeçilmez malzemesi halinde geldi. Mum, ruhsal aydınlanmanın ve başarının sembolü olarak pek çok ritüelde kullanılmaktadır. Hediye olarak da çok tercih edilen mum; hepimiz için sakinlik, romantizm ve güzel dilekler demek!